Üst Menü

8 Kasım 2016 Salı

Japonya'da Geyşa'lık Kültürü




Japonya kültünü ilk belkide Geyşaların varlığı ile tanımışızdır,onların  narin hareketleri ve kıyafetleri
Japonya  hakkında  güzel düşünceleri  oluşturmuştur... Japonya seyahatinizde sizlere Geyşa kültürü tarihi eğitimi ve hizmetleri  hakkında bilgi vermek istedim ...

Geyşa kurumu Edo Dönemi'nin (1600-1868) ortalarında ortaya çıktı. İlk geyşalar hokan ya da taikomoçi denen dansçı ve şarkıcı erkeklerden oluşuyordu. Daha sonra bu gruplara kadınlar da katılmaya başladı ve giderek sadece kadınların yaptığı bir meslek haline geldi.

1700'lerde geyşalık, vesikalı hayat kadınlığı ile aynı görülüyordu. Ancak Edo Dönemi'nin sonlarına doğru geyşalar, resmî toplantılar dahil olmak üzere, birçok sosyal, politik etkinlik ve toplantıya çağrılmaya başlandı ve zamanla bugünkü eğlendirici-sanatçı ya da hoş vakit geçirtici sıfatlarını aldı. Günümüzde geyşa eğlenceleri, Japonya'daki en pahalı eğlencelerden biridir.

Geyşalık
Japonya eğlence dünyasında çalışan diğer kadınlardan farklı olarak, geyşalar mesleklerini ömür boyu sürdürebilir. İyi bir geyşa olmak için güzellik ve gençlikten çok, güzel sanatlara ve müziğe olan yetenek, tatlı dil ve müşteriyi iyi ağırlama gibi özellikler önemlidir. Bu yüzden ileri yaşlarda da geyşalığı sürdürmek mümkündür. Mesleği bırakan geyşalar genellikle, bar ya da restoran işletmek gibi eski işleriyle bağlantılı işler yaparlar. Müşterileriyle evlenip işi bırakan geyşalara da rastlanır.

Geleneksel geyşalık mesleğinde her geyşanın duygusal, cinsel ve ekonomik olarak ilişkide olduğu bir dannası, yani koruyucusu vardır. Ancak günümüzde koruyucuya sahip olmak ya da olmamak geyşanın kararına kalmıştır.

II. Dünya Savaşı'na kadar olan dönemde geyşa olarak yetiştirilmiş bir kızın, geyşalık seviyesine gelebilmesi için mizuage töreni yapılırdı. Mizuage töreninde geyşa, tam bir eğitim aldıktan sonra hatırlı bir müşteriye çok büyük paralar karşılığında bekâretini verir; çoğunlukla aldığı paranın büyük kısmını kendini yetiştiren geyşa evine eğitim masrafları olarak öderdi.

Bugünkü geyşa evlerindeki kurallar çok sıkı değildir. Sadece müşterilerden alınan bahşiş ve hediyelerle bile geçinmek mümkün hâle gelmiştir. Bu yüzden bütünüyle geyşa evine bağlı olarak çalışanların sayısı azalmaktadır

Geyşalık'ta Eğitim
Nerede olursa olsun, bir geyşa en az birkaç sanat dalında eğitim görmek zorundadır. Bu eğitim genel olarak birkaç tür geleneksel dans, şamisen çalma ve birkaç makamda şarkı söylemeyi kapsar.
Geyşa olacak kızlar, küçük yaşta yetişmesi için geyşa evlerine verilir. Şikomi denen bu kızlar tüm ev işleriyle ilgilenir. Kızlar, disiplin edilmesi için çok ağır şartlar altında çalıştırılırlar.

13 yaşından 18 yaşına kadar olan dönemde kızlar, acemi geyşa olarak çalışırlar. Bu yaşlardaki acemi geyşalara Tokyo ve çevresinde hangyoku yani yarı-mücevher, Osaka ve Kyoto çevresinde maiko yani çocuk dansöz denir. Acemi geyşalık döneminde giyilen özel bir kimono ve özel bir saç şekli vardır.

Günümüzde 2003 yılında Gion mahallesi geleneksel geyşalık  Tokyo'da tamamen ortadan kalkmış olup, Kyoto'da ise giderek azalmaktadır. Japonya'da kanun gereği herkesin ilk ve ortaeğitim görmesi zorunludur. Yani bugün geyşa eğitimi en erken 15 yaşında başlayabilmektedir ki bu yaş eskiden bir geyşanın maiko luktan geyşalığa geçtiği dönemdi. Bu yüzden geyşa evlerindeki kurallar ve uygulamalar eskiye oranla değişikliğe uğramış, modern sosyal, ahlaki kurallar ve kanunlara uygun hale gelmiştir.

Geyşa  Organizasyonu
Geyşalar bölgesel gruplara ayrılır. Bu bölgelere hanamaçi yani çiçek mahallesi denir. Her grubun kenban denen kayıt bürosu bulunur. Bir geyşanın çalışabilmesi için bu kenbanlardan birine kayıt yaptırması ve çalışma izni alması gerekir.

Her geyşa grubunun kendi bölgesinde müşterilerini götürdüğü lokantalar bulunur. Bu lokantalardaki buluşma için gerekli düzenlemeler müşteriye aittir. Ancak müşteri, Geyşa Birliği'nin koymuş olduğu kurallara uymak zorundadır. Geyşa ile birlikte olduğu süredeki yemek, yol, barınma gibi tüm masraflardan müşteri sorumludur. Bunun dışında geyşa ile geçirdiği zaman için ayrıca para öder.

Geyşalığın kültüründe vücudunu satmak değil, zenginlik ve güç için yeteneklerini satmak olduğu belirtiliyor.

1920’lerde 80 bin civarında olan geyşaların sayısı 1980’lere gelindiğinde kültürel dezenformasyon ile 10 binlere kadar gerilemiş.

Birbirinden değişik ipek kimonoları, alımlı beyaz makyajları, ilginç aksesuarları ve aldıkları eğitim ile Japon kültürünün önde gelen unsurları arasında yeralan geyşaların sayısı bugün 1000 civarında.

Geyşa Japonca sanatçıya yakın bir anlama geliyor. Resmi olarak fahişelik ile hiç bir alakası yok. Fakat şimdilerde popüler kültürde karşılığı bu.

Geyşaların sanatta yetkin olması önemli. Çoğunlukla dans ve müzik konularında eğitiliyorlar. Kaligrafi öğrenen de var ama sayıca çok az.

Lezzetli yemekler, sunum ve özellikle çay servisi geyşa eğitiminde çok önemli.

Geyşaların saçları uzun uğraşlarla şekillendiriliyor ve 3 – 4 gün dayanması bekleniyor.

Bu yüzden geyşalar uyku pozisyonlarını saçlarını asla bozmayacak şekilde ayarlıyorlar.

eleneksel Japon inancına göre erkekler eşlerine sadakat duymak zorunda değildi.Evlilikler genellikle ailelerin kararlaştırması ile belli bir amaca hizmet etmek için yapılırdı.Kadınların görevi evi çekip çevirmek,kocalarının ve çocuklarının rahatını sağla

Geyşa kültüründe de müşteriyi seçme hakkı oldukça önemli bir kavramdır.

Her önüne gelen geyşalarla vakit geçiremeyeği gibi, bir kişi sırf zengin olduğu ve meşhur çayevlerine müşteri olma hakkı kazandığı için istediği geyşanın hizmetinden yararlanabilecek gibi bir kaide yoktur.

2. dünya savaşından sonra,mağlup olan Japonya’ya ayak basan Amerikalı askerler kendilerini adlarına geyşa denen ve bir ekmek parasına her türlü hizmeti sağlayabilecek kadınların arasında buldular.

Savaş pek çok erkeği almış geriye yaşamak için başka bir yol bulamayan kadınlar kalmıştı.Müşterilerin ilgisini çekmek için kendilerine geyşa diyen bu hayat kadınları ileride her geyşa denildiğinde akıllara gelen imgelemin sorumlusu oldular.

Japonya’da fuhuşun yasaklanmasından sonra,Tayuların sayısı giderek azalmaya başladı.

Hali hazırda var olan Tayular ise çok fazla para ve zaman isteyen üstelik artık yasadışı hale gelmiş bu mesleği bırakarak fuhuştan tamamen uzak yepyeni bir akımın öncüsü oldular;Geyşa Sanatı…

Geyşa demek geleneksel Japon sanatlarında usta olmak,kıyafetinin her kıvrımı,saçının her teli,attığı her adımla yürüyen bir sanat eseri olmak demektir.

Geyşa eğitimi çok zor ve uzun bir süreçtir.Japonyada sanatla ilgili öğretiler tamago (yumurta) stili ile yapılır,yani görerek kademe kademe öğrenmek…

2. dünya savaşından önce kızlar çok küçük yaşlarda ya aileleri tarafından geyşa evlerine satılırdı ya da geyşa evinin kendi kızı geyşalık eğitimine hak kazanırdı.

Her iki şekilde de bu kızlar önce hizmetçi muamelesi görerek itaat etmeyi öğrenir daha sonra sanat okuluna devam ederlerdi.

Geyşa sanatının en önemli hususu olan müşterilere hizmet kısmını ise Maiko olunca onlara ablalık yapan Geyşalar’dan öğrenirlerdi. Günümüzde sayıları oldukça azalan geyşalar hala aynı stilde eğitime devam etmektedir.

B.Boyacıoğlu

Japonya Seyahatinde konaklama yapabileceğiniz otellerin listesi için Tıklayınız 

















Hiç yorum yok:

Yorum Gönder